26 Mart 2020 Perşembe

Çocukluk ve ergenlikte ses kısıklığına dikkat!

Çocukluk döneminde ses bozuklukları kişinin sosyal gelişiminde, okul ve gelecekteki mesleki başarısında etkili olabiliyor. Son yıllarda yapılan konuyla ilgili tanı, tedavi ve yaklaşım alanlarında önemli ilerlemelerin kaydedildiğini söyleyen Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ziya Saltürk, "Çocuklarda ses bozuklukları özellikle ergenlik öncesi döneminde fark edilir duruma geliyor. Ailelerin fark etmemesi veya önemsememesi durumunda ergenlik döneminde psikolojik sorunlara yol açabiliyor" dedi.

Ses telleri, bebeklik döneminden ergenlik dönemine kadar sürekli bir gelişim gösteriyor. Bu değişimin sadece ileriye doğru olmadığını, sesin temel frekansını, aralığını ve kontrolünü de içerdiğini belirten Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ziya Saltürk, "Ses gelişimini üç kısımda inceleyebiliriz. İlk dönem 3 yaşına kadar devam eden hızlı gelişim sürecidir. Bunu ergenliğe kadar sürecek yavaş gelişim süreci izler. Ergenlikte ise tekrar hızlı bir gelişim süreci gözlenir ve ses bozuklukları bu dönem ile beraber kendini göstermeye başlar. Ses bozukluklarının görülme oranı yüzde 6-23 arasındadır" açıklamasında bulundu.

Ses bozukluğuna dikkat edilmeli

Gelişim döneminde oluşan ses bozukluklarının kişinin hayatı üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabildiğini vurgulayan Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ziya Saltürk, "Çocuklardaki ses bozuklukları arasında en sık rastladığımız sorun ses kısılması durumu. Ses kısılmasının birçok nedeni olmasıyla beraber en önemli nedenini nodül oluşturuyor" dedi. Ses bozukluğu olan çocuklara multidisipliner yaklaşım ile yaklaşılması gerektiğini de belirten Doç. Dr. Saltürk, "Çocuklarda ses bozukluğu tanısı için çocuğun ev içinde iletişim kurma yetisinin nasıl etkilendiği, ev dışında iletişim kurup kurmada güçlük çekip çekmediği, evde ve okulda iletişim konusunda ne derece destek alabildiği, konuşmada efor ve zorlanmasının olup olmadığı, kişisel ve sosyal gelişimde sorun yaşayıp yaşamadığı, çocuğun sesi konusunda kaygılarının olup olmadığı ve bu durum, kulak burun boğaz uzmanı, konuşma-dil patoloğu, pediatri uzmanı ve ebeveynler ile birlikte değerlendirilmeli" dedi.

Ergenlikteki ses değişimleri takip edilmeli

Tedavi konusundaki en önemli sorunun çocukların seslerinden çoğunlukla şikayetçi olmamaları ve ailelerin de ergenlik ile beraber seste değişim ve düzelme olacağı düşüncesinde olabildiklerinin altını çizen Doç. Dr. Saltürk, "Tedavi seçenekleri ses hijyeni, bekle gör yaklaşımı, ses ve davranış terapisi ve cerrahidir" açıklamasında bulundu.

572bc361f19242dba67975d6171f3120

Daha iyi karar almanın 6 yolu

Hayatta sürekli bazı kararlar vermek zorundayız. Daha iyi kararlar verebilmek için düşüncelerimize odaklanmalı ve önceliklerimizi belirlemeliyiz. Ancak birçok kişi bu noktada zorlanır, bunun sebebi başkalarının kendileri adına karar vermelerine alışmış olmaları. İşte doğru ve sağlıklı kararlar vermenize yardımcı olacak tavsiyeler.

Sezgilerinizi takip edin

Daha iyi kararlar verebilmek için her şeyin üzerinde günlerce veya haftalarca düşünmeniz gerektiğini sanıyor olabilirsiniz. Ancak her zaman bu kadar zamanınız olmayabilir. Bazen daha hızlı aksiyonlar almak durumunda kalıyor olabilirsiniz. Bu, hata yapıyor olduğunuz anlamına gelmez. Böylece seçimi sezgilerinize bırakmayı öğrenirsiniz.

Olayları karşı taraftan analiz edin Bir sorunla veya durumla karşılaştığınızda onu kendi bakış açınızla veya perspektifinizle analiz etmeniz normaldir. Peki neden olaya bir de başka biriymişsiniz veya farklı bir konumdaymışsınız gibi bakmayı denemeyesiniz? Belki de bu, diğer seçenekleri de düşünmenize yardımcı olup süreci basitleştirebilir.


Sonuçları düşünmeyin

Her karar yeni bir öngörü getirir; bir başka deyişle neler kazanacağınızı ve neler kaybedeceğinizi tahmin etmeye çalışırsınız. Neredeyse her zaman bizi çok mutlu edeceğine inandığımız seçeneği tercih ederiz. Ancak bu her durumda böyle değildir. Bir karar verme aşamasındayken kaybetmekten kaçınmak ve hata yapmaktan korkmak sizi çok fazla etkiliyor olabilir. Bu yüzden her bir seçeneğin iyi veya kötü, bir reaksiyonu olacağını unutmamalısınız.

Gerektiğinde yardım isteyin

Sizin adınıza kararlar almaları için başkalarına muhtaç olmakla hangi seçeneğin en iyi seçenek olduğunu bilemeyip başkalarından yardım istemek arasında çok büyük fark vardır. Birincisinde sorumluluk üstlenmezsiniz ve kendi sorununuz için bir çözüm düşünmezsiniz. İkincisinde ise bir ekip gibi hareket edersiniz ve yeni seçenekler düşünmek için beyninizi kullanırsınız. Genellikle fikirlerinizi netleştirmek ve doğru kararı vermek için ihtiyacınız olan şey üçüncü kişilerdir.

Amacınızdan korkmayın

Önemli bir kararla karşı karşıya kaldıysanız öncelikle amacınızın ne olduğunu ve yapacağınız seçimin sizi o amaca doğru götürüp götürmeyeceğini düşünün.

Karar verirken duygularınızı dikkate alın

Daha iyi kararlar vermek için hislerinize de yer bırakın. Çoğu durumda duygular dikkat dağıtıcı rol oynarlar ama hangi yolu tercih etmeniz gerektiğini bilmediğinizde size yardımcı da olabilirler. Ayrıca kızgın, endişeli veya stresli hissederken yanlış karar verme ihtimaliniz artar. Bu nedenle duygularınız sizi gölgeleyebilirler. Öfke sizi düşünmeden hareket eden ve risk alan birine dönüştürebilir.

471863f7570045c896a302e47fee95b2

13 Mart 2020 Cuma

Sertleşme sorununa çözüm: Şok dalga tedavisi

Şeker hastalarının yaşadıkları sertleşme sorununa dikkat çeken Üro-Androloji Uzmanı Prof Dr. Halim Hattat, "Şeker hastaları, şok dalga tedavisiyle daha güçlü bir cinsellik hayatına kavuşabilirler" dedi.

Yapılan araştırmalara göre tüm dünyada yaklaşık 300 milyon şeker hastası bulunuyor. Bu rakamın 2030 yılında 400 milyonu geçmesi bekleniyor. Hattat Kliniği Üro-Androloji Uzmanı Prof. Dr. Halim Hattat, hastalar için yeni geliştiren tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

"Şok dalga tedavisi sertleşmeyi güçlendiriyor"

Şeker hastalığının penise kan taşıyan ve sertleşmeyi sağlayan damarları etkilediğini belirten Prof. Dr. Hattat, "Bunun yanı sıra sertleşme işlevinde görev alan sinirler de hasar görebiliyor. Böylece diyabeti olan erkeklerin yüzde 50-70'i sertleşme sorununa yatkın hale geliyor. Kullandığımız şok dalga tedavisi olarak bilinen Extracorporeal Shock Wave Therapy (ESWT) spontan cinselliği arttıran ve sertleşme kalitesini güçlendiren en son teknolojili tedavi yöntemidir" diye konuştu.

"Tedaviyle sinir sistemleri dengeleniyor"

Tedavide cinsel damarların, sinir sisteminin, penis dokusunu destekleyen kollajen ve elastinin yenilendiğini aktaran Prof. Dr. Hattat, "Var olan damarsal yetmezlik, sinir ileti kusurları ve cilt yaşlanması geri dönüştürülüyor. Özellikle diyabette pelvik bölgeyi çevreleyen cilt, cilt altı dokuları, sinir ve damar sistemleri yıpranıp zedeleniyor. Buna ek olarak Sigara, alkol, hareketsizlik, beslenme yanlışları ve stres hormonları da pelvik bölge sağlığını olumsuz etkiliyor" ifadelerini kullandı.

Kötü yaşam tarzı önce penis damarlarını etkiliyor

Penis damarlarının erkek vücudunun en küçük damarları arasında yer aldığını söyleyen Prof. Dr. Hattat, "Bu damarlar kalbi besleyenlerden çok daha küçük olduğundan, yüksek kan şekeri-kolesterol fazlalığı-yüksek tansiyon gibi sağlık sorunları ve sigara-alkol kullanımı, sağlıksız beslenme, kilo fazlalığı gibi yaşam tarzı alışkanlıkları ilk etkilerini penise giden damarlarda gösterir. Penise giden kan akımı etkilendiğinde ilk başta sertleşme problemi olmak üzere bir dizi cinsel sorunlar karşılaşırsınız. Son yıllarda gelişen teknoloji ve tıptaki yenilikler sayesinde penis damarlarında rejenerasyon oluyor. Şok dalga tedavisiyle de cinsel sağlığı korumak ve oluşan hasarları tamir etmek mümkün" dedi.

Nasıl uygulanıyor?

Tedavi sürecini anlatan Prof. Hattat, "Şok dalga anestezi gerektirmeyen, ağrı yaratmayan ve hızlı sonuç veren bir tedavi şeklidir. ESWT ile elde edilen yüksek enerjili şok dalgaları ultrasonik cihazlara göre 10 kat yüksek enerjiyi çok kısa sürede uygulama alanına verir. Uygulama alanına giren rahatsızlıkların tedavisindeki başarı oranı yüzde 70-85 arasında değişmektedir.Bu tedavinin en önemli özelliği sadece sertleşme sorunu şikayetini azaltmakla kalmayıp yeni damar-sinir ve cilt dokusu gelişimini desteklemesidir. Damarsal durumda kalıcı bir iyileşme yarattığı için bu yönüyle sertleşme sorunu tedavisinde kullanılan tüm metotlardan farklıdır. Sertleşme sorununda hastanın durumuna göre yaklaşık 6-10 seans sonrasında sertleşme sorununda önemli gelişme sağlanmakta, özellikle sertleşmeyle ağrı yaşayan hastalarda yüzde 85'e varan oranda iyileşme görülmektedir. Özellikle ilaç tedavilerinin yan etkilerinden ötürü beklentilerini karşılanmayan hasta grubunda da yararlı bir yöntem" ifadelerini kullandı.

"Penis eğriliğinde de erken dönemde şok dalganın faydası var "

Şok dalganın faydalı olduğu sorunlardan birinin de penis eğriliği olduğunun altını çizen Prof. Dr. Hattat, "Peyronie hastalığı özellikle 40 yaş üzerinde ve diyabetik erkeklerde sıkça ortaya çıkıyor. Penisin değişik noktalarında bir veya birden fazla plaklar oluşuyor. Bu plak ereksiyon sırasında penisin eğilmesine neden oluyor. Sertleşme anında oluşan eğiklik aynı zamanda ciddi bir ağrı da yaratabiliyor. Peyronie hastalığında ilk bir yılında ilaç tedavileri ile başarılı sonuçlar alınıyor. Yine erken dönemde şok dalga tedavileri de faydalı oluyor. Şok Dalganın bu konudaki en büyük faydası ağrı kontrolü, ereksiyon sırasında oluşan ağrı azaltılabilir. Bu tedaviyle peniste oluşan bağ dokusundaki elastikiyet kaybı da iyileştirilebiliyor. Ağrılı ve aktif dönemde cerrahi işlem yapılmıyor. Ancak sorun stabil olarak bir yılı aşkın süredir devam ediyorsa o zaman cerrahi işlemlere başvuruluyor" dedi.

Hangi hastalar tedaviyi kullanabilir?

Şok dalga tedavisinin ayakta yapıldığını belirten Prof. Dr. Hattat, "Anestezi gerektirmez. Girişimsel (cerrahi) bir işlem değildir. Tedavi sonrası ağrı oluşmaz. Hızlı ve uzun süreli sonuç alınır. İlaçsız tedavi yöntemidir. Yüksek başarı oranı sağlanır. Yaşam kalitesinde artış elde edilir. Yüksek tansiyon- kolesterol-şeker hastalığı, Perifer arter tıkanıklıkları (uç damar hastalıkları) Kalp-damar hastalıkları-Kalp krizi, Şeker hastalığı- Nöropati/Mikroanjiopati, Sigara alışkanlığı olan ve sertleşme sorunu yaşayan tüm hastalarda kullanılabilir" diye konuştu.

54fda6cfe0064b48a4a387821ee99aa3

Sigarayı bırakmanıza yardımcı olacak besinler

Sigara bağımlılığı, tüm dünyada giderek artan çok ciddi bir bağımlılık türü. Yapılan son araştırmalara göre, Türkiye'de sigaraya başlama yaşı 12'ye kadar düşmüş durumda Diyetisyen Emel Terzioğlu Arslan, beslenme alışkanlıklarının sigarayı bırakma üzerinde çok etkili olduğunu söylüyor ve buna yardımcı olacak besinlerle ilgili önerilerini sıralıyor.

Sigaranın insan sağlığı üzerinde çok ciddi tehditlere yol açtığı su götürmez bir gerçek. Sigarayı bırakmak isteyenler için birçok alternatif yöntem geliştirilse de başarısız olanların oranı yadsınamaz büyüklükte. Sigara bırakmanın zorluğundan yakınanlar için sadece beslenme alışkanlığını değiştirerek çözümler üretilebileceğini belirten  Diyetisyen Emel Terzioğlu Arslan, doğru tüketilen besinlerle sigara bırakma sürecinin çok daha kolay geçirilebileceğini belirtiyor. İşte o besinler…


Yulaf ezmesi nikotin bağımlılığını azaltıyor

Yapılan birçok araştırma gösteriyor ki düzenli bir şekilde yulaf ezmesi tüketimi nikotine olan bağımlılığı azaltıyor. Yulaf ezmesini sütle birlikte tüketmek daha çok yardımcı olabilir. Çünkü süt tüketiminden sonra içilen sigaranın tadı oldukça kötü oluyor. Böylece sigara ihtiyacı azalıyor.

Sigaranın vücuda verdiği zararı azaltan bir besin: Muz

Muz, içeriğindeki potasyum ve B vitamini sayesinde sigara bağımlılığını azaltma konusunda önemli bir besin. Ayrıca muz sigaranın vücuda olan zararlı etkilerini azaltmaya da yardımcı oluyor.

Triptofan içeren besinler sigara ihtiyacını azaltıyor

Triptofan, vücudumuz için hayati değer taşıyan 8 önemli aminoasitten biri. Bu aminoasit mutluluk hormonu olarak da bilinen serotonin hormonunun üretimini artırarak sigaraya olan ihtiyacın da azalmasını sağlıyor.Özellikle hindi, yumurta, tavuk göğsü ve kurubaklagiller gibi yağsız protein kaynakları triptofan açısından zengin besin kaynakları. Sigarayı bırakma sürecinde bu besinlerden fayda sağlanabilir.

Kuru ya da taze fark etmez! Nane tüketin

Nane, içindeki mentol sayesinde nikotine olan ihtiyacı azaltıyor. Hem taze hem de kuru olarak naneyi düzenli olarak tüketmek gerekir.

En büyük destekçilerinizden biri de "Bitki Çayları"

Bitki çayları, sigarayı bırakma sürecinde en önemli yardımcılardan biri. Özellikle karanfil çayı, sigara içenlerde yoksunluk belirtilerini azaltıyor. Bunun dışında sarı kantoron, melisa ve papatya gibi bitki çayları da rahatlatıcı etkileri sayesinde bir antidepresan görevi göstererek bu süreci daha sakin geçirmede en büyük destekçi olabilir.

Taze sebzeler hem sigarayı bıraktırıyor hem de kilo kontrolü sağlıyor

Taze sebzeler, süt gibi tüketildikten sonra sigaranın tadını kötüleştiriyor. Taze sebzeleri beslenmeye eklemek hem sigarayı bırakma konusunda yardımcı olacak hem de sigarayı bıraktıktan sonraki süreçlerde kilo kontrolünü sağlamak adına doğru bir tercih olacaktır.

C vitamini yönünden zengin meyveleri tercih edilmeli

Düzenli olarak sigara içen kişilerde C vitamini düzeyi oldukça düşüktür ve vücutta bunun yerine nikotin ve nikotinin elementleri vardır. Bu yüzden beslenmeye mutlaka portakal, limon, kivi, çilek, nar gibi C vitamini içeriği yüksek gıdaları eklemek gerekir.

d95babba3bf04a3d8e25e5f73f63ebe1